Arşivler
Başlangıçta sadece minik bir hayal tomurcuğu idi ve serüvenli bir yolculuğa başladı…
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; küçük bir kasabada bir çocuk yaşarmış.
Bu çocuk, hayal etmeyi çok severmiş. Doğada çokça vakit geçirir; bol bol kitap okurmuş. Böylelikle daha fazla hayal kurabilirmiş. Hayal dünyasında istediği gibi özgürce fikirler üretir, üzerine düşünüp dururmuş. Bir gün bu hayaller bir tomurcuk haline gelmiş ve toprağa düşmüş.Yakınlarda da bir vanilya ağacı varmış. Mis gibi de kokarmış burnuna.Çokta severmiş kokusunu. Bilirmiş ki koku, tat kadar mühimmiş mutluluk için. Yıllar boyunca güneş ve yağmur sularıyla beslenen bu tomurcuk büyümüş; genç olmuş ve artık hayallerinin peşinden koşabilecek onları inşa edebilecek enerjiye, öngörüye, üretken bir zihne ve bilgi birikimine sahipmiş. Yenilikler ve değişimin onu heveslendirmesi şöyle dursun; hayalini inşa edebiliyor olmak ona daha da bir kuvvet, bir güven veriyormuş. Bu heyecan ve güven büyüyerek, yeri yurdu olan doğayla bütünleşmiş; ve doğadaki sanatı, renkleri, çok çeşitli ilgi alanlarını da almış yanına ve kocaman bir aşk masalı haline gelmiş. İsmi de vanilya vadisi olmuş….. O çok sevdiği vanilya ağacı var ya, işte onun ismini almış…
Hikayeler güzeldir. Onları okuduk, kimi zaman da nenelerimizden dinledik. İçinde bir yaşanmışlık olan kendimizi bulabildiğimiz; anılarımızı tazelediğimiz, bize iyi ve özel hissettiren kesitlerdir onlar. Bu sebepten çok sevilir hikayeler…
Bizim hikayemiz de işte böyle başladı… Çocuk zihnindeki hayal kurabilme gücünü; gençliğin heyecan ve enerjisiyle buluşturduk. Eşimle birlikte evimizin bir odasında stüdyo kurduk. Minik bir ekip olduk. Görsel sanatlar İkimizin de tutkusu. Eşim, Yıldız Teknik fotoğraf ve video bölümünde kazandığı bilgileriyle temele can suyu katıyor; Ben ise, yoğuruyorum.
Fotoğraf ve videodaki sanat ve tekniği en mükemmel seviyeye taşımak ortak hedefimiz…